Kasım 10, 2014

Helva ve ekmek

70 yaşındaki bir kadın büyüttü beni. Çocuksan, sana çok yaşlı gelen biri. Ocağın üstüne konan tost yapma aletiyle bastırdığı ekmekleri özenle hazırlayıp okula yanına koyan, seninse inatla çantandan çıkarmadığın o tostlar yerine okul bahçesinin dışındaki tükürük köftecisine abone olman. Bir de yanında ketçap şişesindeki ev yapımı ayranlar. Sahi ya hayatımızda bir zamanlar plastik yoktu ve ketçaplar bile şişedeydi ya..

Apartman kapısının önünde itfaiye arabasıyla oynarken birinin koşarak gelip arabanı çalmasıydı çocukluğum. Teselli eden yine o çok yaşlı biriydi. "Mahalle arkadaşım" kahraman abilerin Kahramanlar'ıydı evim. Ufacık boyunla yorulmak ve dedenin sırtında fuardaki salıncaklara gitmekti. Dört teker bisikletten utanıp tekerleklerini apar topar söktürmekti çocukluğum. Evde yemek olmayınca balkonda oturup ekmek arası helva yemekti.

Yıllar geçip 95 yaşına geldiğinde ve beni unuttuğunda sofrana helvayı 3 yıl boyunca her akşam koydum ya ben. Bir zamanlar o ufacık çocuğu büyüttüğün gibi benim de zamanım geldi seni büyütmek için. Büyüttüm ve yolladım sonsuza..

Şahsene'ye, anneanneme